18 Ağustos 2012 Cumartesi

Beni Susturmanı Hak Etmedim


Genç kız tüm saflığıyla duygularını döktü çocuğa. Onun da kendisini sevdiğine inanmıştı. Çünkü böyle olmasını çok istiyordu. Ters bir cevap aldı ama devam etti anlatmaya. Sus dendi bu sefer. Anlatabilmek susmaktan geçer bazen diye düşündü ve sustu. Saatler sonra çocuk yine kızın dualarındaydı. Kız hıçkıra hıçkıra istedi onu. Hayatı onla görmek istiyordu. Dayanamadı yine konuştu. En iyi dileklerini, kalbini yazdı kâğıtlara. Yolladı ona. Çocuk kızın anlayamadığı bir tavırla sana sus dedim dedi.  Evet demişti ama kızın aşkı içine sığdıramadığı kadar büyüktü. Şimdi ise bir yandan gözleri doluyor bir yandan duygularını geri içine atmaya çalışıyordu. Kızamıyordu ona. O sus dediği için tekrar sustu. Ama bu sefer konuşmazdı. Hiç konuşmazdı. Çocuk acaba ne yaptığının farkında mıydı? Bilerek isteyerek mi söylemişti bunu? Kızın tanıdığı değildi o. Bu denli kıramazdı onu. Sevgi dolu, iyi niyet dolu, yaşam dolu bir kızın hüngür hüngür ağlamasıydı hayat. Hayat ne kadar acımasız derken anladı ki insanlardı acımasız olan. Birileri onun iyiliğine sürekli kötülük katmaya çalıştı. Bir kelime içinde bin haykırış dışında bin sessizlik etti. Kararlıydı konuşmamaya. Günden güne kendine de susuyordu.  Hiçbir şeyi yokken her şeyini kaybetmişti sanki. Amaçları, çabaları, başarıları, dilekleri en önemlisi de kahkahaları terk etti onu. Hiç biri onu bu hale terk eden kadar üzmedi. Kamburlarının altında ezildi kız. Sensiz yaşayamam cümlesi belki çok bencilceydi ama haklıydı. Yaşayamadı. Duygularını ancak koca bir denize sığdırabildi.

2 yorum:

  1. Bakış açını ve yazılarını beğeniyorum
    hatta kıskanıyorum :)
    Sen hep yaz, hep böyle güzel yaz.

    YanıtlaSil