27 Mayıs 2020 Çarşamba

Bloglar devam etsin

                

Herkese merhaba
Benim için zor günlerden biri. Bu bloğa en son 8 sene önce bir şeyler yazmışım sanırım. Neler yazmışım bakmadım bile. Gülümseyerek Ah ne günlerdi diyebilecek duruma ulaşamadım.. Şu an bu yazdıklarımı da kaçınız görecek bilmiyorum. Muhtemelen sıfırdır diye düşünüyorum. 8 senedir hayatımda pek bir şey değişmedi. Bir diploma kazanmış, fiziken biraz büyümüş ve sadece üzüntülerime yenilerini katmış olabilirim. Her gün depremler yaşayan ama yıkılmayan bir binadayım. İnsan artık yıkılsın istiyor.. Bugün hissettiğim duyguları tariflemeye çalışırken çok klişe bir söz geldi aklıma; İçim kan ağlıyor. İçimin gerçekten ağladığını fark ettim. Sanki göğsümün ortasında şıp şıp damlayan bir çeşme vardı. Ve her nefes aldığımda içime çektiğim rüzgar suyu savuruyor gibiydi her yanıma. Küçücük damlacıkların beni boğduğuna yemin edebilirim. Bazı bahçelerde incecik sular fışkıran fıskiyeler vardır. İçimde o fıskiyeden var yahut da. Fıskiyenin önüne geçmiş gibiyim. Soğuk su minik minik çarpıyor her noktama. İçimi ürpertiyor. Ben bunları anlatırken ,biri okursa ki eğer, hisseder mi anlar mı bilmem..
Birilerinin beni duyduğunu hissettiğimde daha anlatacağım çok şey var. Galiba tekrar geldim. MERHABA..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder